İşte bir örnek daha…
Bu yargıyla bu “askeri cumhuriyet” rejimini değiştirmenin mümkün olmadığını gösteren bir örnek daha!
Yargı bir kez daha 28 Şubat rejimine olan sadakatini deklare ediyor.
Bildiğiniz gibi, üniversite giriş sınavında katsayı uygulaması 28 Şubat rejiminin eğitim sistemimize armağanıdır. 1998’den bu yana üniversite giriş sınavı sisteminin içine imam hatiplileri -ve bu arada istenmeyen yan etki olarak bütün meslek liselileri- biçmek için konulmuş bir tırpan görevi görmektedir.
Danıştay 8. Daire, son kararıyla “Yok öyle yağma, tırpanı kaldırtmam ve imam hatiplilere geçit vermem” diyor. Ve bunu kendi kararlarıyla çelişme, anayasaya ters düşme, hukukun içine etme pahasına yapıyor.
Düşünün ki aynı mahkeme bundan önce iki kez katsayı meselesinde karar hakkının YÖK’te olduğuna dair karar almış. (Çünkü o sırada yapılan başvurular katsayının kaldırılması talebiyle yapılmıştı) Ama bugün YÖK’ün katsayıyı kaldırma kararını bozuyor.
Özetle, herhangi bir tutarlılık, hukuka uygunluk kaygısı taşımaksızın “Ben yaptım oldu” diyor. Ve bu hukuk dışı kararı oy birliği ile alıyor! İçinde bir tane bile, “Bu kadar da olmaz arkadaşlar” diyen çıkmıyor.
Aslında bu o kadar politik bir karar ki, gerekçe üzerinde hukuki tartışmalar yapmak bile abes kaçıyor. Ama yine de mademki karşımızda bir mahkeme kararı var, bunu yapmak zorundayız.
Kararın gerekçesinde özet olarak ‘farklı hukuki statüdeki öğrencilerin aynı konumda değerlendirilmesi sonucu anayasal eşitlik kuralıyla çelişkili bir durum yaratıldığı, bu uygulamanın hukuksal statüsü farklı olanlarla eşit koşullara tabi kılınarak hak kaybı ve ihlaline sebep olacağı’ tezi savunuluyor.
Bu gerekçe karşısında sorulacak birinci soru: Hukuki statüsü farklı öğrenci ne demek? Meslek liseli ile düz liseli arasında hukuki statü farkı var da fen liseli ile düz liseli arasında yok mu? Anadolu lisesi ile düz lise arasında yok mu? O zaman bu okulları için de farklı katsayı belirlemek gerekmez mi?
İkinci soru: Eğer katsayının kaldırılması Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı ise 1998’den önce aklınız neredeydi? Neden Anayasa’ya aykırı bir sistemin on yıllar boyunca yürürlükte kalmasına göz yumdunuz?
Üçüncü soru: katsayının kalkmasıyla telafi edilemeyecek şekilde hak kaybına uğrayacak olan kimdir? Bir yarışta rakiplerinin ayaklarına pranga takılması, normal lise mezunlarının hakkı mıdır ki, bu pranga çıkarılınca hak kaybına uğramış olsunlar?
***
Katsayı kararı 28 Şubat rejiminin alamet-i farikası gibidir. Bugünkü direnişi de somut “fayda” beklentisinden çok, sembolik bir direniş olarak görmek gerekir.
Ne var ki kimileri için sembolik olan bu direniş, bu yıl üniversite sınavına hazırlanan binlerce meslek lisesi öğrencisi ve aileleri için hiç de sembolik bir yanı olmayan, etkilerini etlerinde canlarında hissettikleri çok büyük bir acı, çok büyük bir yıkım.
Dün Danıştay’ın o kararının açıklanışının ardından on binlerce eve çöken acıyı hissedebilmek için insanın içinde biraz insanlık olması yeter.
Bir inatlaşma yüzünden bütün hayalleri yıkılan, gelecekleri ellerinden alınan, daha 17 yaşında hayata küstürülen o çocuklara -büyükler olarak- kendimizi nasıl affettirebileceğiz, bilmiyorum.
Bugün, 27.11.2009