PKK’nın Silah Bırakması Üzerine 

Uzun yıllardır Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli güvenlik sorunlarından biri olan PKK terörü, sadece can kayıplarına ve sosyal yaralara neden olmakla kalmadı; aynı zamanda ülkenin ekonomik gelişimini, dış ticaretini ve özellikle Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınmasını da ciddi şekilde engelledi.

Bugün, PKK’nın silah bırakması, Türkiye’nin ekonomik geleceği açısından tarihî bir dönüm noktası olabilir. Her şeyden önce, terör tehdidinin sona ermesi; yatırımcılar için öngörülebilirliği, güvenliği ve uzun vadeli plan yapma kabiliyetini artıracaktır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yıllardır ötelenen altyapı projeleri, sanayi yatırımları ve lojistik merkezleri, barış ortamında çok daha hızlı hayata geçirilebilir. Bu bölgeler, genç nüfusları ve stratejik coğrafi konumlarıyla, Türkiye’nin Orta Doğu ve Kafkasya’ya açılan kapısı konumundadır. Silahların susması, bu potansiyelin gerçek anlamda değerlendirilmesini sağlayacaktır.

Barışın en büyük getirilerinden biri dış ticaret kanallarının güvenli ve sürekli işler hâle gelmesidir. Türkiye’nin Irak, İran ve Suriye üzerinden Körfez ülkelerine uzanan kara yolu hatları, terör tehdidinden dolayı yıllarca kapasitesinin çok altında çalıştı. PKK’nın silah bırakması, Habur Sınır Kapısı başta olmak üzere tüm Güneydoğu sınır geçişlerinin daha verimli kullanılmasına imkân sağlayacak, bu da Türkiye’nin Orta Doğu ile olan dış ticaret hacmini doğrudan artıracaktır. Ayrıca Nusaybin, Şırnak, Silopi gibi sınır illerinin lojistik üsse dönüşmesi, bölgesel ticareti teşvik edecek, bu da Türkiye’yi bölgesel bir lojistik merkez haline getirme hedefiyle birebir örtüşecektir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, zengin tarım arazileri, otlakları ve tarihi zenginlikleriyle birçok sektörde sıçrama yapabilecek kapasiteye sahiptir. Terör tehdidinin azalması, bu sektörlerdeki girişimciliği teşvik edecektir. Özellikle organik tarım, et ve süt ürünleri üretimi, bölgeye dış yatırımcıların da ilgisini çekecek; bu da ihracata dönük bir ekonomik yapı kurulmasının önünü açacaktır. Turizm açısından Mardin, Diyarbakır, Van, Hakkâri gibi şehirler tarihî ve kültürel zenginlikleriyle aslında büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Güvenliğin sağlandığı bir ortamda, bu şehirler Türkiye’nin yeni cazibe merkezleri hâline gelebilir.
Barış süreci, bölgede yıllardır göç eden nüfusun geri dönmesini sağlayabilir. Bu da hem tarım ve sanayi alanlarında çalışabilecek nitelikli işgücünün bölgede kalmasını sağlar hem de bölgesel üretimin ve tüketimin artmasıyla ekonomik çarpan etkisini artırır. Öte yandan, güvenliğin tesis edildiği bir ortamda beşerî sermaye yatırımları artacak; eğitim, sağlık ve mesleki gelişim gibi alanlara yapılacak yatırımlar, uzun vadede kalkınmayı derinleştirecektir. PKK’nın silah bırakmasıyla birlikte kamu güvenliğine ayrılan milyarlarca liralık kaynak, altyapı, eğitim ve bölgesel kalkınma projelerine yönlendirilebilir. Türkiye, iç güvenlik harcamalarında sağlanacak bu tasarrufu dış ticareti artıracak stratejik yatırımlara kanalize ederek, orta gelir tuzağını aşma sürecinde önemli bir eşik atlayabilir.
Ayrıca bölgesel barış ortamı, Türkiye’nin ihracat partnerleri nezdinde ülkenin “istikrarlı ve güvenli tedarikçi” imajını güçlendirecektir. Bu da uzun vadede doğrudan yabancı yatırımları artırarak Türkiye’nin küresel ticaretteki rekabet gücünü pekiştirir. Yani, PKK’nın silah bırakması sadece siyasi veya toplumsal bir dönüşüm değil; aynı zamanda ekonomik anlamda da bir sıçrama ve fırsatlar çağına girilmesi demektir. Barışın ışığında yeşerecek sanayi, tarım, turizm ve dış ticaret; sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun değil, tüm Türkiye’nin refahını artıracaktır. Bugün atılacak her adım, yarının müreffeh Türkiye’sinin temellerini oluşturacaktır.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et